Kalbimde Kaçak Var

Kalbimde Kaçak VarKalbimde kaçak var
Ardiyelerin utangaçlığında çalıyor davul sesleri
Kalbimde kaçak var
Yaralarını bileyip kesiklerini sağlamlaştıran tınılarla
Kalbimde saçak var
Kan revan olan benim, dikenleriyle
Kayan bileklerin tutunamadığı zeminlerde
Muğlak adamların muğlak sevgileri
Sıcaklığı eritiyor sağlamlığını
Erimez denilen direkleri

Kaçak:
Sızan ben miyim sıcaklığında
Sarhoşum, yalın ayak ağlıyorum istasyonlarda
Yıkılmaz denilen direklerin ağırlığı üstümde
Sarhoşum, meydanlarda izini arıyorum avutulmuş voltalarda
Kalbimde kaçak var, bunu bir saçak söylüyor
Okumaya devam et “Kalbimde Kaçak Var”

Kurbağa Yalbako

Kurbağa Yalbako“Öpersem prens olur musun?”
Bir zamanlar sevginin yeşerdiği ırmak kenarlarında
-Likya’da- yüzlerce kurbağa yaşarmış. Bu kurbağalardan Şino, farklı bir görünüşe sahipmiş: Turuncu renkli burnu, masmavi gözleri, sarımtırak bir vücudu, kederli bisküvi kıvamında garip lekeleri varmış. Bu lekeler, ona annesi Heket’ten yadigarmış. Meğer anne Heket, -yalancı kurbağa- Yalbako’ya âşık olmuş.

Okumaya devam et “Kurbağa Yalbako”

Hibiskus

HibiskusYalnızlığımın kırılgan kanatları
Bahse girdiğim ölçüleri uzat kararsızlığıma
Uçabilmenin garip hezeyanı,
Belki seni geri verir bana
Kaybolurken bulutlar gökyüzünde
Kırılmaya meyyal heveslerim var şimdi

Bu bir gök kaybı
Kaçmanın dizginleri tutar dizlerimi
Baygın havsalanım inatlar türetir ahlaksızlığa
Hibiskus kımıldar, rüzgara terennüm eder
Okumaya devam et “Hibiskus”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2024